Beynin Oyunu: Mutsuzluk

Artık hayatımızda birçok insanda da fark ettiğimiz mutsuzluk duygusu fark edilmeyecek durumda değil. Sürekli mutsuz halsiz, isteksiz birisi misiniz?

Tabi ki de birçok gerekçeler sunacaksınız. En başta dünyaya saran uzun süredir devam eden  COVİD-19, trafik,iş hayatı,yaşam koşullarının zorluğu, insanların davranışları, insanların anlayışsızlıkları ve bunun gibi bin bir çeşit faktör, her gün stres ve kaygı yaşamanıza neden oluyor, mutsuz hissediyor olabilirsiniz.
Bunun için sürekli mutsuzluğunu dile getirip, umutsuzluğa kapılıyor da olabilirsiniz.

Hiç düşündünüz mü belki de mutsuzluğunuzun tek sebebi siz olabilirsiniz. Evet doğru duydunuz SİZ mutsuz olmak istediğiniz için mutsuzsunuz. Ben neden mutsuz olmak istiyeyim ki dediğinizi duyar gibiyim. Unuttuğunuz çok önemli bir noktayı size hatırlatmak istiyorum; olaylar, insanlar ve durumlar hakkında hiç farkına bile varmadan beyninizin içinde sürekli olumsuz yorumlar yapan, eleştiren, sürekli mutsuz hissetmek isteyen sizsiniz. Yaşamınızı planlayan nerede ve nasıl olmak istediğinize karar veren ve bunu seçen kişi sizsiniz. Yani ne hissediyorsanız hissedin, ne düşünüyorsanız düşünün bu durumun tek sorumlusu sadece sizsiniz. Bu kadar olumsuzluklar varken, bu kadar kaba, anlayışsız insanlar varken bunlar değişmediği sürece nasıl mutsuz olmayayım ??

Tabi ki de etrafınızda ki insanları veya olumsuzlukları değiştiremeyiz fakat sizin olaylara bakış açınız değişirse tüm bunlar daha kolay hal almaz mı ? Nasıl yani ??

Karşımızdaki insanları veya olayları değiştiremesek bile onlarla ilgili düşünce ve duygularımızı değiştirebiliriz. Size bir örnek vereceğim. Diyelim ki aynı sokakta oturduğunuz yakın bir arkadaşınız var. Sabah karşılaştınız , size baktığınızı gördünüz ve size selam vermeden geçti. Arkadaşınız gün boyunca bir çok arkadaşıyla karşılaşıyor ve herkese aynı şekilde selam vermeden geçiyor. Diğer kişilerin düşünceleri, duyguları ve davranışları, tepkileri farklı olacaktır.

1’inci kişi “Ya selamda vermeden geçiyor kaç yıllık arkadaşız bide  insanlıkta kalmamış ne kadar ayıp” diye düşünerek kırgınlık duyabilir; 2’nci kişi “O kim oluyor da bana selam vermiyor, bide yüzüme bakıyor .” diye düşünerek, kızgınlık hissedip arkadaşına geri küfür edebilir; 3’üncü kişi “Ya acaba bir sorunu mu var” diye düşünerek anlayışla karşılayabilir; 4’inci kişi “Sorun değil ben yanına giderim ve selam vererek dalgın olduğunu beni görmediğini bir sorun olup olmadığını anlamaya çalışırım” diye düşünerek, yardımcı olmaya çalışır. Eğer 1’inci kişi gibi düşündüyseniz öfke ve mutsuzluk hissederken, 4’inci kişi gibi düşündüğünüzde öfke,kırgınlık ve mutsuzluk hissetmeyecektiniz. Zamanla, düşünce, duygu ve davranışlarınızın arasındaki ilişkinin farkını anladıkça, duygularınızla baş etmenin çok daha kolay olacağını da öğrenmiş olacaksınız.

KÖTÜ VEYA İYİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR DÜŞÜNCELERİMİZ ÖYLE YAPAR!

Shakespeare’in ünlü karakteri Hamlet der ki: “İyi veya kötü diye bir şey yoktur, ama düşüncelerimiz öyle yapar.

Her zaman güzel düşünmeniz dileğiyle…

4 yorum

Mükemmel bir eğitim aldığınız çok belli. Keşke herkes sizin gibi nazik ve güler yüzlü insanlarla karşılaşsa. Bana kattığıniz bilgiler için teşekkür ederim hakkınız ödenmez. Sizi yakınlarıma güvenle önereceğim 🙂

şöyle de diyebiliriz değil mi Davranışlarımızı belirleyen kısacası empati kurma açısı diyebiliriz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir