EĞİTİMLERİMİZ

Matematik Eğitimi

TDK Matematik Terimleri Sözlüğünde matematiğin tanımı şöyle verilmektedir:

Biçim sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri usbilim yoluyla inceleyen ve sayı bilgisi, cebir, uzam bilgisi gibi dallara ayrılan bilim”.

Yerli ve yabancı başka pek çok sözlük ve ansiklopedinin de benzer tanımı yaptıklarını görüyoruz. Ancak, konu matematik öğretiminin niteliğini saptamaya gelince, bu tanımların yetmediğini görüyoruz. Matematiğin, bireyi ve toplumu hangi işlevleriyle nasıl etkilediğini bilmek gereğini duyuyoruz.

Matematik dil, ırk, din ve ülke tanımadan uygarlıklardan uygarlıklara zenginleşerek geçen sağlam, kullanışlı ve evrensel bir dil, bir ekindir. Birey için, toplum için, bilim için, teknoloji için vazgeçilmez değerdedir. Yayılma alanına ve derinliğine sınır konamayan bir bilimdir, bir sanattır.

Hiçbir din, hiçbir dil, böylesine kalıcı ve etkin olamamıştır.

İngilizce Eğitimi

Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Bu konu zaman zaman birçok ortamda hemen hemen herkesin konuştuğu ancak bir türlü net olarak kimsenin açıklayamadığı bir sorundur. Sevgili çocuklarımız ilkokul 4’ten lise sona kadar ve hatta üniversite de bile İngilizce dersi almalarına rağmen başlangıç düzeyinde bile İngilizce iletişim kuramazlar.

Öğrenciler açısından duruma baktığımızda başlangıçta onlar çok hevesli, katılımcı ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlar. Ancak yıllar geçtikte dilbilgisi odaklı ve ağırlıklı mekanik alıştırmaya dayalı İngilizce öğretimini formüllere dayalı bir matematik problemi gibi görmeye başlıyorlar ve sonuçta İngilizce derslerinden nefret ediyorlar veya İngilizceyi yok sayıyorlar. Bu da onlarda öğrenilmiş çaresizlik oluşturuyor.

Mental Aritmetik Eğitimi

Mental aritmetik, işlemleri yazmadan kafanızda yapma eylemi olarak tanımlanır. Abaküs Mental Aritmetik çocuğun matematiği sevmesini, özgüveninin artmasını, daha iyi odaklanmasını, daha hızlı düşünmesini ve hafızasını daha iyi kullanmasını sağlayan bir programdır. Mental aritmetik öğrenenler matematik yaparken daha esnek, daha güvenli düşünürler ve problem çözmede birden fazla yaklaşım kullanırlar.
Mental Aritmetik Eğitimi 5-12 yaş arası verilmektedir. Yaş aralıklarının tespitinde çocukların zihinsel gelişim
dönemleri dikkate alınmaktadır.

Müzik Eğitimi

Oldukça kapsamlı bir kavram olan biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı işlerin tümüdür. Öğrenen bireyin dikkat, imgelem, algı , hafıza ve içgörü gibi süreçleri kullanması bilişsel bir işlemdir. Biliş sözcüğü, dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren, zihinsel faaliyetler anlamına
gelir. Bireyin eğitim-öğretim süreci içerisinde, bilişsel öğrenme yaşantıları önemli bir yer tutar. Öğrenme etkinliklerinde olduğunca çok sayıda duyu organına hitap edilmelidir. Bu bağlamda, eğitimin bütün dallarında olduğu gibi müzik eğitiminde de amaç bireyi duyuşsal, bilişsel ve devinişsel açıdan geliştirmek ve onun davranışlarında bu yönde istendik değişiklikler oluşturmaktır.

“Müzik, özü itibarıyla eğitsel bir nitelik taşır. Herkes, müzikle ilişkisinin biçimine, yönüne, kapsamına ve derecesine göre ondan bir şey alır; bir şey edinir; bir şey kazanır.” Müzik eğitiminin bireyin duyuşsal ve devinişsel davranışlarındaki olumlu etkilerinin yanı sıra, bireyin bilişsel öğrenmelerinde de önemli ölçüde etkili rol oynadığı bir çok araştırmayla kanıtlanmıştır. “Sanatın diğer dallarında olduğu gibi müziğinde bir iletisi vardır ve duyular yolu ile akla seslenir. Ancak öteki sanatlardan farklı olarak tınılarla konuştuğu için başka deyişle iletisini tınılarla bildirdiği için onun bu yönü kolay anlaşılmaz, sadece duygulara seslendiği sanılır. Müzik eğitimi almamış olan kimse, akıl etkinliği hiç işe karışamayacağı için müziğin iletisine ve içerdiği sanatsal değerlere kapalı kalır.”

Akıl Oyunları Eğitimi

Eğitim sürecinde bireyin neyi, nasıl ve ne kadar öğreneceği formel eğitimle ve çeşitli programlarla yapılandırılmıştır. Eğitimin temel amacı, bireyin tüm yönleriyle var olan potansiyelinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu durum sadece formel eğitim sürecinde değil yaşantının tüm zamanlarına yayılmış etkinliklerle gerçekleştirilebilecek bir husustur. Bu bağlamda zihinsel gelişime önemli katkılar sunduğu düşünülen akıl oyunları, eğitim araştırmalarında ele alınması gereken önemli konulardan biridir.
Deneyimlerden faydalanma ve çevre hakkında verilen bilginin ötesine gidebilme kapasitesi olarak görülen zekâ; mantık kurma, planlama, sorun çözme, soyut düşünme, karmaşık fikirleri kavrama, hızlı öğrenme gibi faaliyetleri içeren genel zihinsel yetenek olarak tanımlanabilir. Gardner (1983) zekâyı IQ testlerinden elde edilen verilerden daha öteye taşıyarak geniş bir yetenekler yelpazesi olarak değerlendirmektedir. Yeteneklerin her birinin bireyin içinde yaşadığı toplumda ihtiyaç duyulduğu oranda değer gördüğünü belirten Gardner yeteneğin ölçülmesinde kâğıt kalem testlerinden ve nicel ölçümlerden fazlasının gerektirdiğini vurgular. Bu yönüyle bireyin öğrenme süreciyle zekâsı arasındaki ilişki, zekâ alanının bireyin öğrenme biçimini etkileyeceğini göstermektedir. Günümüzde bireylerin 8 temel zekâdan oluşan bir yapıya sahip olduğu ve zekâ türlerinde bireyler arası farklılıkların onların yetenek ve başarılarını açıkladığı kabul görmektedir. Matematiksel mantıksal, sözel dilsel, doğa, müzik, görsel uzamsal, bedensel, içsel ve sosyal zekâ olarak sınıflandırılan zekâ konusu birçok bilim insanı tarafından ele alınmıştır.

Anlayarak Hızlı Okuma Eğitimi

Son yıllarda teknolojinin hızlı bir gelişim göstermesi, bilgiye ulaşmayı çok kolaylaştırmış, kişilerin ihtiyaç duydukları bilgilere ulaşmaları neredeyse hiç zaman almayacak hâle gelmiştir. Ne var ki bilgiye ulaşmada meydana gelen bu kolaylık okumaya olan önemi azaltmamış, aksine çok kısa bir zamanda ulaşılabilen sayfalar dolusu bilgiyi hızlı ve anlayarak okumak büyük bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Hızla gelişen ve değişen dünyamızda yazılı iletişime duyulan önem her geçen gün artmaktadır. İnsanlar artık evde, okulda, iş yerinde, toplu taşıma araçlarında, kısacası yaşamın her alanında okumayla iç içedirler. Günümüzde
okuma, entelektüel bir ayrıcalık olmaktan çıkmış, toplumsal yaşama uyum sağlamada en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Okunması gereken eserlerin fazlalığı karşısında zamanın azlığı, insanları daha hızlı ve etkili okumanın yollarını aramaya yöneltmiştir. Yaşamda hızlı bir şekilde gerçekleşen değişme ve gelişmeler her ortamda birtakım yeniliklere yol açmış, bununla beraber eğitim alanında ortaya çıkan yeniliklere ayak uyduracak şekilde gerek eğitim ortamlarının gerekse öğrencilerin çağın hızına ayak uydurması ihtiyaç haline gelmiştir. Ancak bütün bu değişime rağmen okumanın ve okuduğunu anlamanın önemi yerini sürekli korumuştur. Son dönemde eğitim alanındaki gelişmeler istenilen öğrenci özelliklerinde birtakım farklılaşmalara yol açarken değişen öğrenci tipiyle istenen; değişimi yakalayan, bilgiyi yapılandıran, öğretileni olduğu gibi kabul etmeyen, sorgulayan, eleştiren, üretici olan, yaratıcı düşünen, zamanını yöneten ve hızlı okuyan kişilik modelleridir.