Önce Kendimiz!
Merhaba,
İnsan bazen doğru bildiği bazı şeylerin doğru olmadığını görür, aslında doğrudur ama o zaman için doğrudur. Çünkü bulunduğumuz konum, o zamanki zihinsel gelişmişliğimiz, ruhsal durumumuz onu kavrayacak kapasiteye sahiptir. Bazı şeylerin anlaşılması, kavranması ve idrak edilip içselleştirilmesi zaman alır. Bunu kendim deneyimlediğim ve zamanla aşama aşama farkındalık geliştirdiğim bir durum ile örneklemek istiyorum. Çocukluğumuzdan beri bizlere hoşgörülü olmamız, insanlara gülümsememiz, güzel sözler söylememiz söylenir, çok güzel, bunların yanlış olduğunu söylemiyorum fakat önce kime?
Üniversite üçüncü sınıftayken bir hocamız şunu söylemişti: “Bir adam sabah evden çıkınca eşine günaydın demez fakat işe gidince ofis arkadaşına günaydın der, ofis arkadaşının onun günaydınına daha çok ihtiyacı varmış gibi.” Cümleyi direk okuyunca ve düz bakınca şöyle anlaşılabilir, bir insan ofis arkadaşına günaydın dememeli eşine günaydın demeli ama öyle değil, altında farklı mesajlar barındıran çok güzel bir sözdü hocamızın söylediği. Aslında söylemek istediği şuydu biz insanlar yakınımızdakileri görmeyiz, göstermemiz gereken ilgiyi göstermemiz gerekene göstermeyiz, aslında bizden bir günaydını ya da bir gülümsemeyi alınca çok mutlu olacak kişileri görmeyiz. Önce en yakınımızdan başlanmalı sevgili okur çok uzağa gidilmemeli, gidilmeli fakat önce yakından başlayarak.
Yazımın başında doğru bildiğimiz şeylerin yeri gelir doğru olmadığını görürüz demiştim az önce yukarıda anlattığım durumda o durumlardan bir tanesi, bu söylediğimi de şu sözlerle desteklemek istiyorum.
Üniversite dördüncü sınıfta staj gördüğüm okulda ders anlatırken sözlerimin arasında yukarıda yazdıklarımı içeren bir söz söyleyip bir mesaj vermek istedim. Ders anlatımım bittikten sonra staj hocam bana şunu söyledi “derste verdiğin mesaj çok güzeldi fakat eksikti” dedi ve sözüne şöyle devam ettti “insana en yakın kişi yine insanın kendisidir, insan kendisine gülümserse gülümsemesi dışarıya da yansır ve önce kendisinden sonra en yakınına ve ondan sonra diğer kişilere sonra başka kişilere ve öyle devam eder, önce kendine hoşgörü ile bakmalı insan, önce kendini sevmeli, önce kendine değer vermeli, kendine saygı göstermeli.” İşte o zaman farklı bir bakış açısı daha kazandım ve aklımdan şunlar geçti tüm mesele bu değil mi zaten önce en küçükten başlanır, büyüklük önce bir nokta kadardır sonra biraz daha büyür sonra biraz daha büyür sonra biraz daha ve en sonunda iyilik ve güzellikler her yeri kaplar.
Önce kendimizden başlayacağız sonra fırtınalara yön vereceğiz, tıpkı fırtınalara yön veren bir kelebeğin kanat çırpışı gibi.
Biz aynaya bakıp kendimize gülümsersek, aynada gördüğümüz şahıs da bize gülümser:)
Başka bir yazıda görüşmek üzere…